PAZARLAMADA YENİ PARADİGMA; YENİ KİTABIM ÜZERİNE…

 

Sürmekte olan pandemi, insanlığa çok şey anlattı ve anlatmaya devam ediyor. Gelişmişlik farkı gözetmeksizin tüm ülkelerde ekonomik ve sosyal yaşamı olumsuz şekilde etkileyen bu süreç, insanlığın yeni bir yaşam tarzına adım atması gerektiğine dikkat çekiyor. “İhtiyaçlar sınırsız, kaynaklar sınırlı” yerine “İhtiyaçlar bir sonraki neslin ihtiyaçlarını karşılayabilme hakkı ile sınırlı, kaynaklar sınırlı” dememiz gerekiyor bir an önce. Bir çelişki yaşıyoruz, ne kadar farkındayız, kısıtlar sırasında insanlık can derdiyken doğa nefes aldı! Bu da insanlığa bir mesaj…

Yaşadıklarımız bir dolu sorgulamayı beraberinde getirdi ve kendi adıma bu sorgulamalar, öz değerlemeler, “Pazarlamanın Yeni Paradigması: Sürdürülebilirlik” kitabım ile bilimsel bilgi ışığında düşüncelerimi sizlerle paylaşmama neden oldu.

Neden Pazarlama? Çünkü, bizim tüketimimizi şekillendiren, yönlendiren, beynimizi de etkileyerek harekete geçiren bir dolu araçla sistemin önemli bir argümanı pazarlama. Bu çerçevede sürdürülebilirlik temelli pazarlamayı da değerleme yapılması gereken sistemin bir parçası olarak ele aldım.

Sürdürülebilirlik temelli pazarlama, gezegende yaşayan tüm canlılara var olma ve yaşama hakkına saygı duyan, insana “dünya vatandaşı” olarak yaklaşarak kalbine, ruhuna, değerlerine saygı duyan, karşılanacak ihtiyaçların bir sonraki neslin yaşama hakkı ile sınırlı olduğunu gören bir misyonla;

    Bu misyonu benimseyen işletmelerle iş ekosistemleri kurmak,

    Ekolojik sistemlere saygı anlayışı içinde tüm pazarlama faaliyetlerini planlamak,

   Bu misyonu tüm paydaşlarla paylaşmak ve hesap verebilirlik, şeffaflık ilkeleri ışığında raporlamak,

 Tüketicileri daha çok tüketmek için değil, aldıkları ürünleri, ekonomik ömürleri dolana kadar kullanmaları için teşvik etmek, geri dönüşümlerini, çevreye zarar vermeden yok edilmelerini sağlamak,

  Dönüştürücü sürdürülebilirlik kavramının hayata geçirilmesini sağlayacak her etkinlikte aktif rol almak

görev ve sorumluluklarını üstlenmelidir.

Sürdürülebilirlik temelli pazarlama anlayış ve uygulamalarının hayata geçirilmesini, işletmelere rekabet avantajı sağlayacak bir anlayış ve eylemler bütünü olarak görmemeliyiz. Tersi, bazı işletmelerin bugünkü gibi hareket etmeye devam ettiklerini kabul etmek demektir ki bu, insanlığın sürdürülebilirlik karşıtı anlayış ve uygulamalarının varlığını, devamını kabul etmesi anlamına gelir!

Bir diğer konu ise, toplum bireylerinin yaşam tarzlarında radikal dönüşümleri hayata geçirmektir. Pandemi birçok ülkede, işsiz sayısını arttırdı; yoksulluğu arttırdı. Uzun sürecek etkilerle dünya ekonomisinde yaşanacak küçülmenin etkileri, tüketim odaklı sisteme pazar sorunu yaratacaktır. Pandemi, bundan sonra harcayacağımız her 1 TL için defalarca düşünmemiz gerektiğini, öncelikle temel ihtiyaçlara odaklandığımızı ve odaklanacağımızı, gelecek aylarda elimize geçecek paranın kredi kartı ile bugünden harcanmasının bedelinin ne kadar ağır olduğunu, hangi ölçüde olursa olsun, olanaklar ölçüsünde tasarruf etmemizin, etmeye çalışmamızın ne kadar önemli olduğunu gösterdi.

Bu çerçevede, pazarlama bilim insanları ve uygulamacılar, sürdürülebilirlik temelli yaşam felsefesi ve tarzının, bugünün tüketim anlayışının karşıtı bir ihtiyaçları karşılama modelinin öncülüğünü üstlenmeli; bu yönde sivil inisiyatiflerle iş birliği yapmalıdır. Bu amaca yönelik etkinliklerde pazarlamacılar, aktif olarak görev üstlenmeli; kurumlarında bu yönde atılacak adımlar için hızlıca stratejik plan yaparak yeni iş modellerini tanımlamalı ve uygulamaya geçirilmesinde etkin olmalıdır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PAZARLAMA

MUHASEBE