PAZARLAMA


COVID-19 ETKİSİNDE “YENİ PAZARLAMA NORMALİ”

16 Nisan 2020 tarihli yazımda tüketici satın alma davranışlarında ne gibi değişiklikler olabileceğini paylaştım. Bu yazımda da çok kısa bir şekilde pazarlama ile ilgili olası gelişmeleri paylaşıyorum.

Bir süredir online alışveriş eğilimi yükseliyordu. Bu artışın pandemi ile daha hızlı bir ivme kazanacağı görülüyor. Dolayısıyla, firmaların artık elektronik pazarda olmaları kaçınılmaz oldu. Bu gelişmeye bağlı olarak şu sorular ile başlamalı: a) Müşterim kim ve ona hangi platformda en doğru şekilde ulaşabilirim? b) Müşterimin dikkat ve ilgisini nasıl çekebilirim? Burada veri yönetimi ve içerik pazarlaması ön plana çıkıyor.

Veri yönetimi deyince, “pazarlamada kişiselleştirme”nin daha önemli hale geldiğini söyleyebiliriz. Potansiyel bir müşteri ile ilgili her türlü veri, artık firma yöneticisinin önünde ve müşteri “bana senin için özel olduğumu hissettir!” diyor. Her bir müşteriye özgü pazarlama daha büyük bir ivme kazanacak.

Dijital uygulamalar daha hızlı yaşamımıza girecek. Örneğin, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik uygulamaları ile tüketiciler, evlerinde oturdukları yerden ürünleri evlerine yerleştirebilecekler; deneyebilecekler; gitmek istedikleri yeri kimsenin anlatmasına gerek kalmadan sanal gözlüklerle izleyerek karar verecekler; belki de gitme ihtiyacı bile duymayabilecekler. Bu bağlamda markaların dijital uygulamaları hızla hayata geçirmeleri neredeyse bir zorunluluk haline geliyor.

Bu arada virüse karşı duyarlılığı artan tüketicinin giyim kabinlerine girmede, mağazada rahat dolaşmada, ürünlere dokunmada, çok müşterili ortamda tedirginlik duyacakları dikkate alınarak dezenfeksyonu günlük, saatlik olarak iş programlarına almaları gerekecek. Güven yaratmaları önem taşıyor. Müşterilere online gönderilen kargolarda ürünlerin de dezenfekte edilmesi ve bu konuda güvence verilmesi ihmal edilmemeli. Bu bağlamda giyim eşyasını denemeden üzerimizde gösteren hafızalı aynaları, sanal giyinme kabinlerini yakında çok sayıda mağazada kullanacağız.

Pandemi sürecinin sona ermesi ve virüsün sıradanlaşmasına kadar geçecek sürede ve sonrasında uzunca bir süre işsizliğin, işten çıkarılmaların, kısa çalışma ödeneği dolayısıyla düşen gelirlerin etkisi, genel ekonomik durumun yarattığı ortam, tüketici satın alırken fiyatı her zamankinden daha ön plana çıkaracaktır. Fiyat duyarlılığı, ticaret ve sanayi işletmeleri için de geçerli. Dolayısıyla, fiyat, ekstralar, ödeme, vade, iskontolar, işletmeler için üzerinde çok zaman ve emek harcanması gereken konular olacak.

Bu arada tüketici, bir kısım satın alma kararlarını erteleyecek; ağırlıklı olarak temel ve öncelikli zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yönelecek. O yüzden bu hususa dikkat ederek agresif bir pazarlama yapmanın, işe yaramayabileceği dikkate alınmalı.

Tüketicilere yönelik hizmet veren işletmelerde durum sıkıntılı. Seyahat işletmeleri, restoranlar, cafeler, toplu bir arada bulunulan etkinliklerin olduğu salonlar, sosyal mesafe konusunda dikkatli olacaklar. 1,5-2 metre mesafe yanında yanımızda birinin öksürmesi, aksırması, vb., korku yaratacak. Bu nedenle, sosyal mesafeye uygun hizmet verilmesi, araçların, uçakların, taksilerin, işyerlerinin sürekli dezenfekte edilmesi ve bu konuda müşterilere güvence verilmesi büyük önem taşımakta. Bana öyle geliyor ki, bu tür hizmet işletmeleri artık daha az müşteriyi kabul edecek; daha az müşteriden para kazanmayı kabul edecek. Ama bu, fiyatları yükseltmekle de olmayacak. Çünkü o yüksek fiyatı ödeyecek müşteri sayısı da bu süreçte ciddi şekilde azalmış olacak. Çok daha küçük karla ayakta durmak gerekebilecek.

Yazacak çok şey var; ama makaleye dönüştürmeden sadece değinmeye çalıştım.

Düşüncem şu ki, tüketiciler olarak virüsün kontrol altına alınarak sıradanlaşması sonrasında aradan geçen 1-2 yıl içinde edindiğimiz birçok alışkanlık, sonrasında da devam edebilecek. Bu nedenle işletmeler, bu gelişmelere “geçici” gözle bakmamalı.

Pandeminin farkındalığımızı uyardığı bir başka konu da çevre, dünya ve gezegene karşı duyarlılığımız, sorumluluklarımız. Bu da bir başka yazımın konusu.

Yorumlar

  1. Normale ya da eskiye dönemeyeceğiz yani hocam. Yepyeni bir hayata merhaba
    diyelim o zaman. Cok faydalı bir yazı olmuş, kaleminize sağlık.
    Saygılarımla...

    YanıtlaSil
  2. Çok zor bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Hem işletmeler hem tüketiciler açısından. Makro ekonomideki gelişmeler de pandemi süreci ile birleşince tüm kesimlerle ciddi bir sınavdan geçeceğimizi öngörüyorum. Yeni pazarlama normali adını verdiğim bu yeni durum ile artık başta pazarlama olmak üzere her faaliyetimizde verimliliği, etkililiği, performansı ve tasarrufu dikkate alarak hareket etmek zorunda olacağız. Bir diğer saptamam ise, sürdürülebilir bir dünya için insanlık sınamada şu an. Pazarlamaya da önemli misyon düşüyor. Bu konuda çalışmamı, kısmet olursa Eylül gibi paylaşacağım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUHASEBE